SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

CENAİZ BAHSİ

<< 3208 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا إِسْحَقُ بْنُ إِسْمَعِيلَ حَدَّثَنَا حَكَّامُ بْنُ سَلْمٍ عَنْ عَلِيِّ بْنِ عَبْدِ الْأَعْلَى عَنْ أَبِيهِ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ اللَّحْدُ لَنَا وَالشَّقُّ لِغَيْرِنَا

 

İbn Abbas (r.a)'den demiştir ki: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

 

"Lahd bizim için, şakk da başkaları içindir."

 

 

İzah:

Tirmizî, cenâiz; Nesaî, cenâiz; İbn Mace, cenâiz; Ahmed b. Hanbel IV-357, 359, 363.

 

Lahd; yahut luht, kabrin kıble tarafını cenazenin boyuna göre ve cenazeyi içine alacak şekilde oymaktır. Cenaze buraya kon­duktan sonra üzeri kerpiçlerle örülür.

 

Lahd; aslında meyletmek anlamına gelir. Bu oyuk kıble tarafına doğru meylettiği için bu ismi almıştır.

 

Şakk: Kabrin dibini ölüyü kapsayacak şekilde dere gibi oymaktır. Ce­naze buraya konduktan sonra dört tarafına kerpiçler konarak üzeri kapatılır.

 

Hadis-i şerifte, lahdin müslüman cenazelerine, şakk'ın da gayr-i müs-limlerin ölülerine mahsus olduğu ifade edilmektedir.

 

İbn Teymiyye'ye göre, bu hadis-i şerifte günlük hayatımızdaki davra­nışlarımızdan, cenazeyi kabre koymaya varıncaya kadar, her türlü davra­nışlarımızda, ehl-i kitabın alameti olan davranışlardan kaçınmamız gerekti­ğine işaret vardır.

 

Bazıları bu hadise "Şakk, daha önce geçen ümmetler içindi. Lahd ise Muhammed ümmeti içindir." şeklinde mana verirken, bir kısmı da "Lahd, biz Nebilere, şakk da ümmetlere mahsustur." diye mana vermişler­dir. Her ne kadar bu hadis-i şerif, cenazeyi lahde koymanın şakka koymak­tan daha faziletli olduğuna delalet etmekte ise de, hadis-i şerifte cenazeyi şakka koymanın caiz olmadığına dair bir delalet yoktur. Hatta İbn Mace'nin riva­yet ettiği şu hadisten cenazeyi şakka koymanın caiz olduğu anlaşılıyor: "Pey­gamber (s.a.v.) vefat ettiği zaman, Medine'de lahit kazıcı bir adamla, şakk ka­zıcı diğer bir adam vardı. Sahabiler: Biz Rabbimizden hayırlısını dileyerek ikisine de haber gönderelim. Hangisi sonra gelirse onu bırakırız, dediler. Ve ikisine de haber gönderildi. Lahid kazıcısı önce geldi. Bunun üzerine saha­biler, Nebi (s.a.v.) için lahit kazdılar."[İbn Mace, cenâiz] Bu hadis, Rasûlu Ekremin sağ­lığında şakk kazılıp içine cenazelerin defnedilmesine izin verdiğini ifade eder. Bu mevzuda İmam Nevevî Mühezzeb şerhinde "Âlimler, cenazeleri lahde koy­manın da, şakka koymanın da caiz olduğunda ittifak etmişlerdir" demiştir. Ancak fıkıh âlimlerinin pekçoğuna göre, yerin sert ve lahd kazmaya elverişli olması halinde, cenaze için lahd kazmak, yumuşak olup lahde elverişli ol­maması halinde de şakk hazırlamak daha faziletlidir.

 

Dehlevî'ye göre, eğer bu hadisteki "Iena = bizim için" kelimesindeki "nabiz" zamirinden maksat müslümanlar, "liğayrına = başkaları için" ke­limesinden maksat da hıristiyan ve yahudilerse, o zaman cenazeler için "lahd" kazmanın daha faziletli ve hatta "şakk" hazırlamanın mekruh olduğunda şüphe yoktur.

 

Fakat "liğayrina = başkaları için" kelimesinden maksat, geçmiş ümmetlerse, o zaman bu hadiste sadece cenaze defnetmek için lahdin şakktan daha faziletli olduğuna işaret vardır. Fakat bu takdirlerin hiçbirinde cenazeleri lahde koymanın vacib, şakka koymanın da yasak olduğuna dair bir işaret mevcut değildir.